Anasayfa

Basında Biz

Dün ve Bugün Aslında Yarındır

Biz eğitim yöneticileri için okulda geçen sürenin tamamının öğretim veya öğrenme amacıyla kullanılamadığı bilinmekle birlikte, okulda geçen süreyi nasıl düzenleyeceğimiz her sene başında en önemli gündemlerimizden birini oluşturmaktadır. 1982 yılında öğretmenliğe başlayan, son 19 yılında Eğitim Yöneticiliği tecrübesine sahip Özel Radikal Okulları Buca Kampüs Müdürü Mehmet ÖZTÜRK farklı bir bakış açısıyla genç meslektaşlarına tavsiyelerde bulundu


Öztürk bir soruyla konuya giriş yapıyor.

Okulda öğretime ayrılan sürenin artırılmasının öğrenme üzerinde etkisi var mıdır?

Elbette vardır. Şöyle açıklayalım bir öğrencinin öğrenme için harcadığı toplam süre içinde okulda ders saatleri içinde harcanan sürenin payı arttıkça öğrencinin başarı düzeyi de artmaktadır.

Peki, okulda öğretime ayrılan sürenin etkisi hep olumlu mu olmaktadır?

Ne yazık ki bu her okulda ve her zaman aynı olmamaktadır. Çünkü eğitimde verimlilik öğretimin, öğretmenin, kullanılan araç, gereç, yöntem ve tekniklerin niteliğine, okulun örgütsel yapısına, okulun günlük öğretim süresinin dışında düzenlediği içerik çeşitlendirme ve zenginleştirme, akademik destek veya telafi programlarının yapılıp yapılmadığına son olarak da öğrencilerin sosyoekonomik özellikleri gibi değişkenlere bağlıdır. Bu saydıklarımız tam ise öğretim süresinin artırılması ile öğrencilerin akademik başarı düzeyi anlamlı şekilde yükseltilebilir. Böylece istenilen bilgi, beceri ve davranışların kazanılması öğretim süresinin etkili kullanımıyla olanaklı hale gelebilir. Tabii burada ders içinde meşgul olunan sürenin nasıl kullanıldığı da ayrı bir önem kazanmaktadır, yani “öğrencilerin öğretim amacıyla hazırlanmış materyallerle veya sunumla ilgilendikleri, meşgul oldukları süre önem kazanmaktadır.”(1)

Okulda öğretime ayrılan sürenin artırılması ile öğrencilerde hangi değişikliklerin gerçekleşmesi beklenmelidir?

Okulda öğrencinin tam gün eğitim sonrasındaki sürenin artması, okul tarafından yapılacak programlı kültürel, sanatsal ve sportif etkinlikler, müze gezileri yapılması yanı sıra kütüphaneler de daha fazla zaman geçirilmesi, akademik destek programlarına daha fazla yer verilmesi gibi sonuçları getirecektir.  Okulda geçirilen bu sürenin artırılması sadece öğrencilerin öğrenmesini çoğaltmakla kalmayacak aynı zamanda ailelerin, çocuklarının boş zamanları ile ilgili kaygılarının giderilmesini sağlayacak ve öğrencilerin yaşam becerilerini artıracaktır. Bu durum öğrencinin toplumsal sorumluluk alabilmesini sağlayacak, öğrencide karakter gelişimi ve aile bağlılığı, ülke sevgisi gibi birçok kazanım sağlayacaktır.

Peki, öğrenci evde mi okulda mı ders çalışırsa daha başarılı olur?

Araştırmalar, etkili öğrenmenin okulda ve ders saatleri içinde gerçekleştiğini göstermektedir. Yapılan bir araştırmanın sonuçları çok ilginçtir. Öğretim süresi ile ilgili olarak sınıfta ders yapılırken geçirilen öğretim süresi ve okul bitiminden sonra bireysel ders çalışma sürelerinin toplamı içinde sınıfta ders yapılırken geçirilen sürenin oranı yükseldikçe öğrencilerin PISA (2) performansının da yükselme doğrultusunda ilerlediği gözlenmiştir. Ayrıca okullarımızda öğretime ayrılan sürenin artırılması sosyoekonomik açıdan dezavantajlı öğrencilerin öğrenme düzeyinin geliştirilmesine bu öğrencilerin öğrenme eksiklerinin giderilmesine çok olumlu etki etmektedir.

Haftalık ders saatlerinin ülkemiz de “çok fazla” olduğu doğru mu?

Uluslararası verilerle bir karşılaştırma yapıldığında, Türkiye’de öğrencilerin zorunlu eğitimin ilk sekiz yılında genel olarak diğer ülkelerdeki akranlarından daha az süre öğretim aldıkları anlaşılmaktadır. Özellikle Türkçe, sosyal bilgiler ve sanat dersleri gibi bazı alanlarda Türkiye’deki öğrencilerin öğretim gördükleri süre ile OECD veya Avrupa Birliğine üye ülkeler arasındaki fark daha fazladır. Türkiye’de ilkokulda yıllık öğretim süresi 720 saat (saat=60 dakika), OECD ülkelerinde ortalama 799 saat AB ülkelerinde 775 saattir. Benzer şekilde ortaokul düzeyinde de Türkiye’de yıllık öğretim süresi OECD ve AB ülkeleri ortalamalarının altındadır.(3)

Yukarıdaki okulda eğitime ayrılan süre ile ilgili tartışmayı şimdi getireceğim yer ise 12 yıllık eğitim süresinin sonunda eğitim sistemimizin çıktısı olan öğrencilerimize baktığımızda ezberletilmiş formülleri ve bilgileri tekrarlayan, beş şıklı sorularla uğraşan ama soru sormayı bilmeyen, neden, nasıl diye düşünmeyen, kitap okumayan, eğitimli-diplomalı ama cahil insan yapısı ile karşı karşıya kalmamız. Bu tamamen onların suçu değil ama bu durum sizi de rahatsız etmiyor mu?

ABD’de hepimizin bildiği bir bilgisayar şirketi bu gün varlığını, parası olmayan ama çok çabalayan, meraklı, araştırmacı bir-iki iyi yetişmiş genç dehanın çalışmalarına borçludur. Batı dünyası gelişmesini, sadece büyük sermaye gücüne değil, yıllar içinde edindiği insani birikim ve insani sermayesine borçludur. Buluş ve incelemelerin arkasında tarih boyunca eleştiren, merak eden, bilgi sahibi,  zihinler olduğu akıldan çıkarılmamalıdır.

Stephen Hawking’e sormuşlar “Sizce mutluluk nedir?” diye o da “Mutluluk anlamaktır” demiş. Gerçekten de artık okullarda öğrenmeyi öğretmek, beynimizi daha iyi kullanmak için düşünmeyi öğreten dersler, eğitimler yapmamız gerekmektedir. Cumhuriyete yön veren Aydınlanma Devriminin hayat ve eğitim felsefesi de merak etmek, çalışmak ve anlamak üzerine kurulmamış mıdır? O zor yıllarda eşitliğin ve adaletin hayata geçirilmeye çalışıldığı ilk alan eğitim alanı olmuştur.

Gelelim yazının başında sözünü ettiğimiz hikâyeye.

Bir ülkede ağaçtan ev yapan bir inşaat firmasında uzun zamandır çalışan bir marangoz varmış. Bu marangoz artık çok yaşlanmış. Emeklilik zamanının geldiğini düşünüyormuş. İşverenine işinden ayrılmak ve ailesi ile daha çok zaman geçirebileceği bir yaşam sürmek istediğini söylemiş. İşveren bu usta marangozunun ayrılmak istemesine üzülmüş. Ama isteğini kabul etmiş. Ve ondan, son bir ev daha yapmasını rica etmiş.

Marangoz evi yapmaya başlamış; ne var ki gönlü­ yaptığı işte değilmiş. Sonunda baş­tan savma bir işçilikle ve kalitesiz malzeme kullanarak evi bitirmiş. İşi bitirdiğinde, işveren gelmiş, eve bakmış sonra da evin anahtarını marangoza uzatmış. "Bu ev senin" demiş, "Sana benden emeklilik hediyesi. " Marangoz çok üzülüp utanmış. Pişmanlıklar içinde “ Keşke yaptığım evin kendi evim olacağını bilseydim. O zaman onu böyle yapar mıydım? “ demiş.

Aslında her gün kendi hayatımı­zı kurarız. Çoğu zaman da, yaptığımız işe elimizden ge­lenden daha azını koyarız. Sonra da, üzülürüz. Birçok işi tekrar yapabilsek, çok daha farklı yaparız. Ne var ki, geriye dönemeyiz.

Sevgili gençler, Marangoz sizsiniz, okulumuzda her gün bir çivi çakar, bir tahta ko­yar ya da bir duvar dikersiniz. Anlama, bilme, merak etme, soru sorma çabası tüm yaşamınızın pusulası olsun. Bugün yaptığınız davranışlar ve se­çimler, yarın yaşayacağınız evi kurar. Öyle ise onu şimdiden akıllı­ca kurun. Çünkü  “ Deneyler en iyi öğretmenlerdir; yalnız okul masrafları biraz yüksektir .”(5)                                                                                                            

Dipnotlar:

(1)    Berliner, 1990; Gromada ve Shewbridge, 2016)

(2)    PISA (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) dünya çapında 15 yaş grubundaki öğrencilerin kazanmış oldukları bilgi ve becerileri değerlendiren bir eğitim projesi olan PISA Testi, Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı)

(3)    TEDMEM.2016. Ders saatleri: Ne kadar az ne kadar fazla? Ankara Türk Eğitim Derneği Yayınları.

(4)    Stephen Hawking (İngiliz fizikçi, evrenbilimci, astronom, teorisyen ve yazar.1942-2018)

(5)    Thomas Carlyle  (İskoç asıllı, deneme ve hiciv yazarı, tarihçi ve eğitmen 1795- 1881 )

BASINA YANSIYANLAR:

https://www.sabah.com.tr/izmir/2021/02/21/radikal-egitimden-egitimcilere-tavsiyeler

https://www.haberturk.com/izmir-haberleri/84944611-radikal-egitimden-egitimcilere-tavsiyeler

https://ihaberci.com/radikal-egitimden-egitimcilere-tavsiyeler

https://haberveriyor.com/radikal-egitimden-egitimcilere-tavsiyeler/

https://www.haberalanya.com.tr/izmir/radikal-egitimden-egitimcilere-tavsiyeler-h292960.html

https://www.sondakika-haberleri.net/sondakika-haberleri-net-radikal-e-itimden-e-itimcilere-tavsiyeler/27746/